Tuna kıyısında bir gün...

 
Tuna kıyısında bir gün... Tuna kıyısında bir gün...

Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. Sislerin ardından güneş çıkıyor. ",. Biraz ileride büyükçe bir alan. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Yamaçlarda üzüm bağları. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. . Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. . Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. 18. . mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Ludwig’in kalıtı. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Orada bir heykel. Çevresine hiç uymayan bir yapı. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Her şey tablo gibi. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü. Hepsi de küçük ve sevimli. . Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Tepede bir tapınak. Sağ, sol eski yapı. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. Büyük bir Yunan tapınağı. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Regensburg’da. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Sislerin ardında güneş. Kendine vadiler açıyor. Heybetli ve gururlu duruyor. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor.

Tuna kıyısında bir gün...

Tarih ve gelenek adım başında, kiliselerin Gotik kulelerinde, evlerin taş kemerlerinde, daracık sokakların taşlarında. Regensburg’un taş sokakları gezmekle bitmiyor. Şaraplık üzüm yetişiyor buralarda, Romalılardan günümüze dek. Eski çağlarda at arabalarının geçtiği bu daracık sokaklar günümüzde her türlü araca kapalı. . Heybetli ve gururlu duruyor. 365 mermer basamak Tuna Nehri’ne ve ovaya bakan bu görkemli tapınağa uzanıyor. Uzaklardan bir köprü görünüyor. Yaklaşık 180 yıl önce Bavyera Kralı I. Regensburg, 2000 yıllık bir kent. Alman ırkının “övgü tapınağı” Walhalla’ya Hitler; 6 Haziran 1937’de “Yapıtlarında Almanlık damarı var” dediği besteci Anton Bruckner’in büstünü koydurtmuştu. Sonraki yıllarda Neonazilerin her 6 Haziran’da burada toplandığı biliniyor. Regensburg’da. Taş kaidesinde bu kişinin Avusturya prensi Don Juan olduğu yazıyor. Taş köprüleriyle ve yapılarıyla, alanlarıyla, sokaklarıyla, buralarda yaşayan rahat, cana yakın insanlarıyla. Tepede bir tapınak. Yamaçlarda üzüm bağları. Hepsi de küçük ve sevimli. Giriş katlarında dükkânlar, lokantalar, kahveler, butikler ve birahaneler. Kayaları yararak güneydoğuya yolunu sürdürüyor. Ludwig’in kalıtı. Sislerin ardında güneş. . Çevresine hiç uymayan bir yapı. Dik yolun iki yanı hafif kar kaplı. Daha ötelerde, sisler arasında kilise kuleleri, tarihi yapılar, eski taş evler. Kocaman! Tıpkı önünde durduğum tapınak gibi. Törene 800 kişilik bir koro eşlik etmişti. İsa’dan 179 yıl sonra kurduğu Regensburg Ortaçağda Avrupa’nın en büyük ticaret, politika ve sanat kentlerinden biriydi. Kendine vadiler açıyor. . Bugün hava güzel olacak Tuna kıyılarında. MOZART DA BURADAYDIRoma Kralı March Aurel’in. . Biraz ileride büyükçe bir alan. Romalıların yaptığı; ortaçağın bozamadığı, dünya savaşlarında düşmanın bombalamadığı günümüz insanının da yolları genişletmek amacıyla yıkmadığı yapılar. yüzyılda Mozart yaşamının bir bölümünü severek burada geçiriyor. Karaormanlar’dan gelen Tuna Nehri Regensburg’da genişliyor, büyüyor. Uzaklardan geçen tren sabah sessizliğini bozuyor. Düşler içindeki küçük köylerin, burçlu kalelerin, yüksek şatoların, sık ormanların arasından geçiyor. Her şey tablo gibi. 1786’da Goethe, “Regensburg çok güzel bir yer” diye yazıyor gezi günlüğüne. Sislerin ardından güneş çıkıyor. mail@ahmet-arpad de",Sisler içinde Tuna’nın kıyıları. ",. Orada bir heykel. Heybetli duruşunun nedeni, Kaptanıderya Müezzinzade Ali Paşa’nın şehit düştüğü 1571 İnebahtı Deniz Savaşı’nda Osmanlı donanmasını yenmesi olacak. Büyük bir Yunan tapınağı. 18. Sağ, sol eski yapı. O gün yaklaşık 200 bin insan akın akın Regensburg ve tapınağa gelmişti. Kentin biraz dışında yamaçlar bağlarla örtülü. Bu, yüzyılın Bavyera Kralı (!) Franz Joseph Strauss’un Regensburg’lulara armağan ettiği karayolu köprüsü.